Sayfacıbaşının Seyİr Defterİ

Bir sayfacıbaşının gözünden, görsel-işitsel-düşünsel ve de geyiksel meselelerin gayri ciddi mütaalâlarını ihtiva eder.

19 Şubat 2007

Anason kokulu, Gerets tıraşlı amcalar

Arabasızlık da, arabalılık da zor zanaat. İnsanın arabası oldu mu, benzin parası, park yeri, bakımı, vergisi, tekeri, yağı, suyu, otu, motu derken işler çığırından çıkıyor. Olmadı mı da ister istemez toplu taşıma araçlarıyla seyahat etme ihtiyacı doğuyor. Bir büyükşehirin öğrencisi olarak, tam "toplu taşıma araçlarına alıştım" diyecekken yeni bir ilginç hadiseyle karşılaşıyorum.

Gecelerim kayıp. Kurslara yazıldım. Üniversitedeki öğrencilik hayatımın, hayatımda bıraktığı kısa boş zamanları da kurslarda eğlenerek geçiriyorum. O yazılım dili senin, bu yazılım kursu benim derken, gecelerimi yazılımla doldurdum. Dolayısıyla artık toplu taşıma araçlarını geceleri de kullanıyorum.

Şehrin göbeğinden eve gelmek için bindiğim otobüslerde gördüm ki bizim "nezih" diye adlandırdığımız beldemiz geceleri değişiyormuş. Başlıkta yerlerini alan iki amca da benden bir iki durak sonra otobüsü şereflendirdiler. Evet, ilk dikkatimi çeken şey Geretsvari sakallardı. Beyazlamış, çokla pis sakal arası, yanakları biraz perdeleyen sakallar, amcaların en belirgin özelliğiydi belki de.

Amcalar, oturacak yer kalmayan otobüste yavaştan arkaya, benim oturduğum tarafa doğru ilerlemeye başladılar (muavine göre ilerlemek). Amcalardan biri tam yanımda durdu. Hayatta ağzına rakı sürmemiş biri olarak ben bu kesif kokuyu, uzaktan da olsa hissetmekte zorluk çekmedim. Amcalar muhabbete başladılar elbette.

Biri hikayesini diğeriyle paylaşırken, yüksek sesin gayet tabii bir sonucu olarak kulak misafiri oldum. Çok sevdiği arkadaşını kıramamış beraber gidip bir 35'lik devirmişler. Sonra da kahveye gitmişler, keşke gitmeselermiş. Bu amca, kıramayacağı bir başka arkadaşını görmüş. Bir de onunla devirmişler. Deviren devirene durumu bahis mevzuu iken, diğer amca şaşkınlığını gizleyemedi. "O içer miydi yahu! Bırakmadı mıydı?".

Her hohlamada, her nefes verişte, her gülüşte bir anason fırtınası solumdan sağıma hareket ediyordu. Bu sırada otobüs şöförümüz hızlı gitmenin kaygısıyla, normal olarak frenlere de asılmak zorunda kalıyordu. Amcalar bu işten pek memnun değillerdi. Ne de olsa ayakta durmakta zorluk çekiyorlardı, bir de sert frene ne hacet vardı! Şöför bir kaç sert fren daha yapsaydı, hayatımda bir ilkle daha karşılaşabilir, iki sarhoşun otobüste yere yuvarlanıp bol bol küfredip ardından da şöförle kapışmalarını izleyebilirdim herhalde.

TTT (Toplu Taşıma Takıntılarım) sürecek!

Etiketler: , , ,

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa